9 Aralık 2009 Çarşamba

ekho

ya da en çok bildiğimiz adıyla 'yankı'...

ondan bahsetmek için ilk önce narkissos' tan bahsetmeli. tıpkı habil ile kabil, mevlana ve şems gibi.
narkissos; mitolojinin, güzelliğinin farkında ve bu farkındalık yüzünden kendini beğenmiş, şımarık çocuğu.

böylesi hikayelerin hepsinde olduğu gibi, bir gün ekho narkissos' u görür ve öğrenir; onu görmek, ona aşık olmak demektir. günler sonra ekho taşımaktan yorulduğu bu aşkı ona söylediğinde kendinden başkasını görmeyen narkissos yanıt dahi vermez. utancından ve aşkının acısından ne yapacağını bilemeyen ekho' ysa ormanın derinliklerine doğru kaçar. acısından eti çekilir, damarlarındaki kan buhar olup uçar, kemikleri un ufak olup rüzgara karışır.

bir tek sesi kalır geriye; 'seni seviyorum' denildiğinde 'seni seviyorum' diyen, asla ' ben de' diyemeyen bir ses.

Hiç yorum yok: