20 Haziran 2011 Pazartesi

macera

babam hikayeleri olan, bunları anlatmaktan keyif alan bir adamdı. okuduğu kitaplar, seyrettiği filmler ve elbette yaşadıkları o anlatırken bambaşka bir şeye dönüşür, kayıtsız kalamazdınız.

aile ya da arkadaş kalabalıklarında söz sırası babama gelir, her defasında sohbetin niteliğine uygun bir anlatıyı oraya ekleyiverirdi.

bazan anlattığı bir anının peşi sıra ortamı sessizlik kaplar, dinleyenlerin yüzüne "bunları yaşadın da ne oldu, eline geçti?" diyen ifadeler gelip yerleşirdi. bu ifadeleri o da farkediyor olmalı ki, "benim için bir macera oldu," der, sessizliği dağıtırdı.

*

macera...

ama bildiğiniz "macera"lar gibi değil. babam, ilk hecedeki uzadıkça uzayan "a" sesini normalden kısa söyler, geriye kalan ne varsa aynı bırakırdı.

bu, yöresel bir deyiş, aileden kalma bir söyleyiş ya da yabancı bir dilin tortusu değildi. nereden tevarüs ettiği ise meçhul.

*

sizi bilmem ama ben, hayata dair bütün cesaretimi ilk hecedeki "a" sesi normalden kısa söylenen bir "macera"dan alıyorum.

4 yorum:

cecil dedi ki...

ben de,aynı iki hece den oluşan bir kelimeden alıyorum o dediğiniz cesareti..
"ba-ba"

verbumnonfacta dedi ki...

ne kadar şanslınız.

cecil dedi ki...

hiç anım olamadı onunla,ben çok minikken göçmüş bu hayattan oysa..
yokluk cesareti benim ki..
hayal cesareti benim ki..
yoksa büyüyemezdim ki..

verbumnonfacta dedi ki...

mekanı cennet, inandığı tanrı'nın rahmeti üzerine olsun.

deli cesareti de olsun onların arasında. aklı akıllılara gönüllü terkeden bir delinin cesareti.