15 Mart 2012 Perşembe

'paranoyak pérez' üzerine bir kaç not

kendimi beydeba gibi hissettiğimi itiraf etmeliyim. tıpkı kelile ve dimne'de olduğu gibi öykü öyküyü doğuruyor.

umarım bir yerlerde kaybolmayız.

*

bir... belki bir şey bulurum diye internetin derinliklerine daldığımda gördüm ki, paranoyak pérez'in öyküsünü, dolayısıyla kitabı, sadece benim gibi yazara iman ederek değil şüpheyle okuyanlar da varmış.

iki... özellikle, dokuz numaralı başlık için söylenenler başdöndürücü. gerçekten de sitedeki clément cadou fotoğrafı matas'ya ait.

üç... bunu yapmışsa, olmamış bir hayatı olmuşların arasına karıştırıp okuru ikna eden bir gerçeklik katmışsa enrique vila-matas'yı iyice açılmış alnından öperim.

dört... pessoa, karakter değil bir hayatı, tarzı ve felsefesi olan bir şair inşa edip, ricardo reis imzalı şiirler yazıyor. nobel ödüllü saramago, portekiz edebiyatını var eden yazarlardan fernando pessoa ve onun dış kimliklerinden ricardo reis'in romanını yazıyor. bir başkası saramago'yu öyküsüne ya da oyununa konu ediyor.

eğer yollar gerçekten bir çembere dönüşüyor ve başladığı yerde bitiyorsa, "bu"nun sonu nereye varacak?

beş... kim bilir, belki günün birinde birileri çıkar ve ruhu metropol hayatınca örselenmiş, yoruldum artık kendimi adımlamaktan diyerek doğduğu deniz fenerine, kaybettiği ebeveynlerinin yerine bekçilik yapmak için dönen bir adamın öyküsünü yazar.

2 yorum:

cecil dedi ki...

kim bilir..

verbumnonfacta dedi ki...

o gün geldiğinde o kişiye bir ilk cümle armağan edebilirim.