12 Ağustos 2012 Pazar

kısa kısa

* yokluğumda çok kitap okudum.

* dört ağustos: turgut uyar doğdu (1927), metin erksan öldü (2012) .

* yüzerken, bazan durmayı unutmuşum. bir türlü ufuk çizgisine ulaşamadım yine de. her defasında 'daha çok var'dı.

* "aklımdan çıkmıyorsun dedim/ başka türlüsünü yorgunum anlatmaya (cahit zarifoğlu)"

* sevmek zamanı(1965), naked(1993) ve alice in wonderland(2010)'i izledim. dexter'ın başlamasına kaç hafta var diye saydım, bir elin parmaklarından çoktu. hâlâ öyle.

* türk sinemasının en iyi filmlerini sıraladığımda ilk iki sıradaki filmlerin erkek kahramanlarının adı halil. acaba son zamanlardaki yusuf modası gibi altmışlarda da halil modası mı vardı?

* belki kalabalık iftar sofralarından daha güzel şeyler vardır ama tek kişilik iftarlardan daha kötüsü olamaz.

* anlattım, aldırma sende peçorin ve ladies man bir arada, dedi. hep öyle diyorsunuz ama yalnız geçirdiğim binlerce gün ve geceden haberiniz yok, diye cevap verdim. ama bu cevabı, leonard cohen'den çaldığımı söylemedim.

* olimpiyat gerçek bir şölen. en çok yüzme, atletizm, tenis ve voleybol izledim. bir ara baktım, çim hokeyi izliyorum. şaşırmadım, kış olimpiyatlarında curling izleyen bir adamdan bahsediyorum çünkü.

* madalya icin yarışıyor olsam, ikinci olmaktansa üçüncü olmayı tercih ederdim. birinci olamadığım için kahrolmaktansa üçüncü olmanın avuntusu daha evla.

* bu aldığım kaçıncı kedi seven kadınlardan uzak duracağım kararı?

* bardaki ses düzeyi geçici duyma bozukluğu yanında ses tellerimize de zarar vermeye başlayınca dışarı çıktık ve yolun karşısındaki küçük parkın kanepelerinden birine oturduk. sohbetin tadından fark edemediğimiz zamanın ayırdına saat üçe doğru düşen yağmur taneleriyle vardığımızda koşarak bara giriyorduk. bir yarım saat sonra içerdekiler yağmurun dinmesini bekleyen yorgun ve uykusuz insanlara dönüşmüş, barın ortaklarından olan türk barmen de ayfonuyla bağlandığı internet sayesinde hiç duymadığım türkçe şarkılar çalmaya başlamıştı. neden ayfon derseniz, barın ücretsiz internetinden fena halde(!) faydalanan bir müşteri yüzünden ceza diye dünyanın parasını ödeyince o hizmeti kaldırmışlar. bir iki baba zula şarkısını tanısam da, bir çoğu deneysel diğer şarkıları ilk defa orada dinledim. bir ara yerimden kalkıp barmene ben de istek parça söyledim. saat sabahın dördüne gelirken, iskoç, ingiliz, alman ve hatta amerikalı müşteriler tezgaha vurarak sincanlı mustafa'ya eşlik ediyordu: alkol aldım sallanıyorum...

* türkiye'nin tek gerçek 'star'ı tarkan yine güzel bir şarkı yapmış; aşk gitti bizden. burun kıvıracağınıza sözlerine bir bakın.

* koşu yolunda koşacak kadınlara saçlarını at kuyruğu yapma zorunluluğu getirilsin. arz ederim.

* conan. ressam olan değil, kimmerya'lı olan...

* gizliajans'ı yeniden okuyorum, pişman değilim.

* acaba rio de janeiro 2016 yaz olimpiyatları sırasında nerede olurum?

* şiir girişimi: şair,/ iflah olmaz bir hesabın sancısını çekmekte/ sırtında kendinden ağır bir dünya...

* "haydi iç de çay koyayım. (ah muhsin ünlü)"

4 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

bayıldım!! ben de brşeyler paylaşmışken blogumda kısa kısalarını gördüm. zaten severim bunu. devamını bekleriz arasıra...

verbumnonfacta dedi ki...

farkında olmadan birikenlerin yükünü böylesi bir oyunla üzerimden atayım istemiştim. devamı için söz veremem. hiçbir şey için söz veremem.

Gizem Nur dedi ki...

2016 yaz olimpiyatlarında nerede olacağımı sorgulamıştım ben de. Sabahın bu saatinde durdum, bunu düşünüyorum.

verbumnonfacta dedi ki...

sizi bilemem ama ben cevabımı buldum: buradan uzakta.