13 Ocak 2013 Pazar

üçleme: çocuk hayalleri

önnot: bu yazı biterken kendimi, yıllarca, "bu berbat dünyaya çocuk doğurmak mı, allah korusun," ya da "çocuk istemem, çünkü birini benden daha çok sevmene tahammül edebileceğimi sanmıyorum," dedikten sonra, mağazanın çocuk reyonuna uğramadan bir mağazadan çıkmayan, eline aldığı cici kostümleri, "sence de çok güzel değil mi," nidaları eşliğinde muhatabına gösteren otuz yaş civarı kadınlar gibi hissettiğimi itiraf etmeliyim.

iş bu önnot, "köprüden önce son çıkış" vazifesi görmektedir ve bundan sonrası vnf.yi ilgilendirmemektedir.

*

dost meclisinde çocuk hayalleri kuruyoruz. "eğer bir gün baba olursam, çocuğumun doğum tarihini roma rakamlarıyla uzaktan bakanlara bir saatin kordonu gibi görünecek şekilde sol kol bileğime dövdürmek isterim," dediğimde bir arkadaşımız -ki içimizde en akıllımız odur- itiraz etti: "ya bir gün çocuğunu kaybedersen?"

zar zor, "o zaman bileğimi keser atarım," diyebildim.

ardından dışarda bir yaprağa konuk olan kar tanesini bile duyabildiğimiz bir sessizlik oldu. sonra konu değişti, orkestra oynak bir şeyler çaldı, komiklikler, kahkahalar falan...

akşam ilerleyip gece oldugunda, kendimle başbaşa kaldığımda yani. bir yandan dost meclisinin muhasebesini yaparken bir yandan da "çocuk hayalleri" kurduğumu farkettim. bu üçleme de oradan çıktı:

bir: onu ilk kez kucağıma aldığımda çıplak gövdesini çıplak göğsüme, kalbini kalbimin üzerine getirmek ve bu dünya üzerindeki kalp zamanımızı eşlemek isterim.

iki: henüz bir kaç aylıkken, karnımın üzerinde yüz üstü yatsın ve sol yanağını göğsüme yaslamış biçimde uyurken bir yandan da ağaç gövdesine sarılan koalalar gibi gövdeme sarılsın isterim.

üç: iki yaş dolaylarındayken, onu geç kalktığımız bir misafirlik dönüşü kucağımda eve doğru taşırken yarı uykulu haliyle kollarını boynuma dolasın isterim.

elbette bu üçlemede de bir sıralama dışı var: kızımın bana benzeyen bir adama aşık olmasını, oğlumun da "kahramanı babası olan bir adam" olmasını isterim sanıyordum. ama yazarken farkettim ki, aslında ben çocuğumun bu blogu bir biçimde keşfetmesini ve "bence fena yazmıyormuşsun," demesini istiyorum.

9 yorum:

Min'el Lâ dedi ki...

"ve bundan sonrası vnf.yi ilgilendirmemektedir." notunuza rağmen...

Oğlunuzun sizinle aynı takımı tutacağından eminim. Tıpkı kızınızın kaderi ve yazdıklarınızı okuduğunda/okuduklarında, tam da içinizden geçeni söyleyeceklerinden emin olduğum gibi. Bugüne kadar okuduğum yazılarınız "Aksi düşünülemez" diyor.

Ve bir not: Kızınızın size benzeyen birine aşık olduğunu anladığınız gün bunu tekrar konuşalım. (Gülümserken savunmasız oluyorum, lütfen hafifçe vurun)

pelinpembesi dedi ki...

yeni yıl dilekleri sanki bunlar, baba olma saatleriniz çalıyor gibi:)
ee neden olmasın??
ben de hiç düşünmezken, eşimle 4yıl evlilik sonrası birgün doktora gittiğimizde doktorun çocuk düşünmüyor musunuz lafı sonucu bir anda karar vermemiz gibi ..birşeyleri harekete geçirecek bir laf değildi ama niyeyse bir anda çocuğunun olmasının tüm güzel yanlarını kendimize yakın hissetmiştik.
bence güzel istekler, hayırlısı diyorum.

verbumnonfacta dedi ki...

@min'el lâ,
sizi güldürüyor muyum?

ben zalim olmaya çalışan bir adamım sadece. kızım için tehlike yok bana kalırsa.

vurmak mı? lütfen, beni kırıyorsunuz... hayatım boyunca tek bir defa bir kadının kolunu tuttum. o da gitmesin ve açıklamama izin versin diyeydi.

@buket,
yeni yıl dileği değil bu üçleme. blogun dibe vuran entelektüel seviyesine aldırmadan her şeyin üçlemesini yapabileceğimi göstermek istedim. yakında "asla giymeyeceğim üç şey"i de bunlara dahil edebilirim.

ben de üniversiteyi bitirdikten hemen sonra baba olup çocuğumla beraber büyümek isterdim. düşünüyorum da iyi ki bu isteğim gerçek olmamış diyorum.



Min'el Lâ dedi ki...

Oysa söylediğim her şeyden çok memnundum. Hatta kendime bunun havasını bile atmıştım, boşa gitti.

Hayır, beni güldürdüğünüzden değil; “O gün geldiğinde bunu tekrar konuşalım” notu sonrası bir gülümsemeydi o. Çünkü bir baba, kıymetlisinin yıllarca kendisine yöneltmiş olduğu hayranlık dolu bakışlarının adresindeki değişikliği hemen fark eder. Ve o adresin tanıdık- kendinden sebep- olması bir yandan gurur verirken diğer yandan örtbas edilmiş bir kıskançlıkla göz göze gelmesi muhtemeldir, diye tahmin ediyorum. Gülümseme sebebim buydu.

Elbette kızınız için tehlike yok. Bildiğim kadarıyla ‘harikulade’ nin karşılığı hâlâ aynı, tehlike diye değişmiş değil.

“Vurmak” bahsine gelince. Bu konuda latife ettiğim bence çok açık. Yine de uygunsuzdu ve kırıldım, derseniz bu noktada tüm kalbimle affedilmeyi dilerim. Niyetim asla bu değildi. Kaldı ki fiziki bir teması işaret etmemiştim. Vereceğiniz cevabın şiddetini kırmak için şımarıkça bir tedbirdi sadece. Elime yüzüme bulaştırmışım, zaten hiç beceremem böyle şeyleri.

Sanırım tüm yanlış anlamaları temize çektim.

İyi dileklerimle

verbumnonfacta dedi ki...

görüldüğü üzere, bazen zalim olmayı başarıyorum.

Min'el Lâ dedi ki...

Yakıştığını saklayacak değilim.

verbumnonfacta dedi ki...

çok iyisiniz. yürüdüğüm bu yolda bana cesaret verdiniz.

Candan dedi ki...

batıl inançlı biri değilim ama hıdrellezi severim. bu gece sizi de dualarıma katıp, gönlünüzce bir kız evladınız olsun ve annesiyle beraber onlar sizi, siz de onları çok sevin, diye de dua ettim.

verbumnonfacta dedi ki...

inceliğiniz için teşekkür ederim.

bu duanızın kayıtlara geçtiğini umuyorum.

ne de olsa bir süredir, büyüyen değil yaşlanan adamlardan hissediyorum kendimi.