13 Mart 2013 Çarşamba

dumankara

mazisinde 'bir ankara' yatanlar için levent cantek 'in kaleminden çizgi-roman.

daha doğrusu, "istanbullular olmasaydı ankaralı olmamı belki de hiç önemsemeyecektim," diyen levent cantek'in yazdığı yirmi bir ankara hikâyesini çizgileriyle yorumlayan on dokuz çizerin ortak "albüm"ü: dumankara-hayat bir yangındı...

çoğunluğu ankara'nın kenar mahallelerinde geçen ve kahramanları oralardan çıkma bu hikâyeler, bin dokuz yüz on altı yangınıyla başlayıp günümüze kadar geliyor.

murat menteş'in korkma ben varım romanında ersin karabulut'la beraber giriştiği ve bence eline yüzüne bulaştırdığı denemeyi akla getiren, geleneksel çizgi-roman anlatımının dışında edebiyata da göz kırpan bu albümde, çizerlerin her biri kendine özgü estetik anlayışlarıyla hikâyeleri yorumluyor ve okumanın hazzını çizgi romanlardan öğrenmiş, yaşı sorulduğunda, "yaşlanıyorum," cevabı veren adamların damağında hoş tatlar bırakıyor.

sonuç olarak, oldukça başarılı bir çalışma, çok iyi çizgi-roman. ya da çizgi-romanı trendy bulmayanlar için grafik-roman...

*

"isli sabahçı kahveleri, ekmekle soğan, nam için yaşayan hikâyelerin mahallesi. kaledibi, altındağ, eskitepe. kabadayı yevmiyesi. azap ceketi, hayal hançerleri, yıkıldı yıkılacak ahşap evler, teneke çatılar, güvercin taklaları, afyonun ve tütünün saati. şıngır mıngır sofralar, allah'ın inayetine şükran. yerdeki kel halılar, ahbapsız apartmanlar, siyahî gündüzler, şehirdeki tezek kokusu, eskiyip cızırdayan plaklar...

isyanım sana ankara. ışıklı ve gülümseyen cömert ali. kürdün gazeli, fidayda'sız duramayan angaralı. hüzün kalbimize çökmüş uzun bir cümle...biz bu kavgayı kaybettik!

dumankara, hayat bir yangındı albümü, ankara'yı yirmi bir hikâyeyle anlatıyor, yeraltının dumanını tüttürüyor, sokağın kirini konuşuyor. perdesi kısa gelmiş evi, kale arkasını, çıldırmasa görülmeyecek yoksulları, para kokan alemleri, 'lan sen ne alçaksın dünyayı ' dönderiyor..."



merkez üs: http://dumankara.com/

Hiç yorum yok: