4 Kasım 2013 Pazartesi

abesle iştigal

eğer boşa zaman harcamaktan başka bir işe yaramayan eylemlerin bir listesini yapsaydım, ilk sıraya üç şey birden yazar sıralamaya dördüncü basamaktan itibaren devam ederdim.

kurtarma yazılısı ya da sınavı; hiçbir zaman kurtaramadım. çünkü ne daha fazla çalıştım ne daha fazla önemsedim. belki en başta "kurtarmak" fikri cazip geliyor olabilir ama ırmak bu, yatağı hiç de kolay değişmiyor.

son konuşma; hayatım boyunca bir tek defa yaptım. yazdı, beraber fıstıklı dondurma yiyemeyince -çünkü hastaydı- kaderin ördüğü ağın tam da bedenime göre olduğunu anlamıştım. hem ne olacaktı ki, ilişkimizi berbat eden ne varsa hiç değişmeden orada duruyordu işte. son söz söyleme meraklısı iseniz bir ölçek işe yarabilir belki. ama bunun da yıllar boyu, "keşke şunu da söyleseydim," düşüncesiyle uykularınızı kaçırma ihtimali çok büyük.

heyecan katma tatilleri ya da seyahatleri; hiç yapmadım. kurtarılacak şeylerim olan biriyle bırakın tatili iş gezisine bile çıkmam ben. ilk tanıştığınız şehre dönünce ya da egzotik bir ülkeye gidince, eski günleri hatırlayıp bir zamanlar ne kadar güzel olduğunuzu hatırlamak ya da değişik bir mekanın cazibesiyle daha hevesli sevişmek dışında ne değişiyor? suskun akşam yemekleri, cep telefonları, bir de iki ayrı dizüstü bilgisayar varsa tamamdır.

galiba bu yüzden, kurtarma sınavlarına ihtiyaç olmasın diye iyi bir öğrenci oldum ya da en tembeli, son konuşmalarım her iki tarafın da son defa olduğunu bilmediği konuşmalardan ibaret kaldı, tatile tek başına gittim, yolculuklara yalnız çıktım.

Hiç yorum yok: