8 Nisan 2014 Salı

tekrar

her zaman böyle değildim. gazetelerin zaman kaybı değil, okunabilir olduğunu düşündüğüm bir dönemi de oldu hayatımın. hatta okuduğum, yazılarını merakla beklediğim köşe yazarları da vardı.

bazan o köşeler, "yazarımız bilmemkim senelik izninin bir bölümünü kullanmaktadır" notu refakatinde boş kalır, bazan yazarın eski bir yazısı yeniden yayınlanırdı. periyodik yazı yazmanın ne kadar berbat bir tecrübe olduğunu bilmediğim için olmalı ki, içimi alay ve kızgınlık karışımı bir duygu kaplardı.

blog bulvarında dolaştığım ilk günden bu yana "günün anlam ve önemine uygun" gördüğüm bazılarını işaret etmiş olsam da hiçbir yazıyı yeniden yayınlamadım.

ama bugün farkettim ki, bu ara bir yazıya oturacak olsam, kalemin ucundan fırlayan harfler yanyana dizilir ve bu yazı ortaya çıkardı. noktasına, virgülüne kadar...

4 yorum:

Zelda Capulet dedi ki...

Yazı'yı okudum ve okurken Maria Callas'dan "Un Bel Di Vedremo"yu dinliyordum. Madam Butterfly'dan bir arya. Şöyle bir çevirisini buldum.



"güzel bir günde, denizin en uzak köşesinde, incecik bir dumanın çıktığını göreceğiz... ve sonra gemi gözüküyor, sonra beyaz gemi limana giriyor, gürültüyle selamını veriyor. görüyor musun? geldi! ama ben aşağı inmiyorum onun karşısına çıkmak için, ben değil. oraya, tepenin köşesine gidiyorum ve bekliyorum. ve bekliyorum uzun bir süre, ve hiç ağır gelmiyor bana bu uzun bekleyiş. ve kalabalıktan çıkan bir adam, ufak bir nokta, tepeye yaklaşıyor. kimdir bu? kimdir? ve buraya vardığında ne diyecek, ne diyecek? uzaktan butterfly diye bağıracak. ben cevap vermeden orda saklı duracağım. biraz oyun olsun diye, biraz da ölmemek için bu ilk karşılaşmada. ve biraz da acı içinde bağıracak o: küçüğüm, portakal çiçeği kokulu eşim", bana daha önce geldiğinde dediği gibi.. bunların hepsi gerçekleşecek, söz veriyorum sana , korkularından arın, ben emin bir şekilde, güvenle bekliyorum onu)

Sizi bilmem ama benim için sandığın içinde saklı melodi bu...

verbumnonfacta dedi ki...

burada bir tek hayedeh bozabiliyor sessizliği: ey khoda...

Hayal Kahvem dedi ki...

ömrümde işitmemiştim hayedeh'i.
ey khoda... damardan derler ya hani...

hay canına!

verbumnonfacta dedi ki...

bendeki mazisi neredeyse bu blog kadar. bir türlü tükenmedi. sözlerini, şarkıcı kadının ne dediğini hiç merak etmedim. hissettirdikleri yetti de arttı.

tavsiye ederim.