19 Mayıs 2014 Pazartesi

bir masada iki kişi: sıradaki

çayından son bir yudum aldı, masaya bıraktığı fincanı parmak uçlarıyla ortaya doğru itti. bir süre camdan dışarı, belki de apansız bastıran yağmurda ıslanmamak için koşuşan insanlara baktı. bakışlarını oradan alıp az önce masanın ortasına doğru ittiği fincana verirken konuşmaya başladı:

- fark ettiniz mi? siz susunca her şey susmuş gibi oldu.

- oysa az konuşma kararı almıştım. tıpkı filmlerdeki gibi aynadaki kendime, "fazla konuşma, onun da konuşmasına izin ver," bile demiştim. "ve yemeğini yavaş ye."

- sizi dinlemek daha güzeldi. kaldı ki, konuşkan biri sayılmam.

- itiraf ediyorum, hayal ettiğim ilk buluşma bu değildi. hiç olmazsa yemeği yavaş yemiş oldum.

- ilk buluşma geride kaldı artık. şimdi önemli olan sıradaki.


*

sonra...

sonrası derin bir nefesin peşi sıra yüzümde beliren, mutluluk ve şımarıklığın bulaştığı tebessümdü.

Hiç yorum yok: