19 Ocak 2016 Salı

sıradan bir tenis maçı

"ama bunu yedi yıl önce yapmalıydın dostum!.."

avustralya açık tenis turnuvası'nın ikinci gününde verdasco'nun nadal'ı üç-iki yenerek bir manada yedi yıl önceki yarı finalin -bana kalırsa gelmiş geçmiş en iyi tenis karşılaşmasıdır- rövanşını almasıyla söylediğim ilk şey bu oldu.

*

ben her zaman "federer"ci oldum. "federer anları" şu hayatta iman ettiğim nadir şeylerden biridir. tenisi bambaşka boyuta taşıyıp olanaklarını genişleten yeteneği, oyunu sanata has bir zarafetle oynaması, bu yaşta bile üst düzey tenis oynamasını sağlayan profesyonelliği kadar, "iyi aile çocuğu" olması, kameralar karşısında korkmadan ağlaması gibi bir çok neden daha "federer"ci oluşumda etkili oldu.

teniste başarı denilen ne varsa kazanmış ya da kazanacak federer'in karşısına her şeyin zıddıyla kaim olduğu hayatın ve rekabet üzerinden yürüyen spor dünyasının nadal'ı çıkartması kaçınılmazdı. roma arenalarından tenis kortuna ışınlanmış bir gladyatör gibiydi nadal. federer ne ise zıddıydı sanki.

çok geçmedi, nadal, topraktan başlayarak yavaş yavaş federer'e üstünlüğünü kabul ettirdi. ve profesyonel tenis, "maçların üç ya da beş set üzerinden oynanadığı, sonunda nadal'ın kazandığı oyunlar" toplamına dönüştü.

*

bir yandan interneti ve stream olayını bulan güzel insanlara dua ederken federer'in maçlarını keyif aldığım, nadal'ın maçlarını ise yenilme ihtimalini düşünerek neredeyse her turnuvayı izlediğim zamanlardı.

iki bin dokuz yılı avustralya açık erkekler yarı finali maçını da bu nedenle izlemiş olmalıyım. yoksa verdasco'nun ilk defa bir maçını izliyordum. akdeniz yakışıklılığıyla nadal'ın karşısına dikilmiş bir ispanyol. mükemmel oynadı. o kadar iyi oynadı ki tenis tarihinin en iyi maçı çıktı ortaya. oyundan hiç kopmadan her sayı için savaşmış, hem defansı hem hücumu çok iyi yapmıştı. bana kalırsa o gün, o oyunla karşısında kim olursa olsun yenerdi. nadal hariç...

maç bittiğinde o tarz işleri pek yapmayan nadal bile filenin üzerinden onun sahasına atlamış, verdasco'yu tebrik etmişti.

ben de verdasco'nun, federer ya da nadal olmasa bile o dönemin üçüncüsü "küstah sırp" djokoviç'i geçebileceğini düşünmüştüm. gözüme yetenek olarak aynı görünseler de verdasco djokoviç gibi maçtan kopmuyor her sayı için sonuna kadar savaşıyordu.

bir süre izleme listeme verdasco'yu da kattım. ama düşündüğüm kadar iyi değildi sanki. ama hâlâ yakışıklı, saçlar jöleli falan. reklamlarda gözükmeye başladı. hafızam yanıltmıyorsa ana ivanoviç'le sevgili oldular. ve verdasco, erotik pozları dergide yayınlanan kadın tenisçiye dönüştü. oyundan düştü.

*

ama bu gün yaptığını yedi yıl önce yapabilmiş olsaydı bambaşka bir tenis tarihi olurdu. defans yaparak da maç kazanılabileceğini iddia eden tayfanın sesi kısılır, bir o yana bir bu yana koşup her topa duvar olmaktan başka işe yapmayan atletler yerine kortlarda bir top ve bir raketle şiir yazılabilen sanatçılar daha çok olurdu.

verdasco, dostum! yedi yıl önce yapmalıydın bunu. bambaşka bir tenis tarihi için. en azından kendi tarihin için.

Hiç yorum yok: